-
1 iyi
1. adj gut2. subst gute Note, Pluspunkt m;(-i) iyi etmek (jemanden) heilen, gesund machen; gut daran tun (de … zu); fam mitgehen lassen (A);iyi hal belgesi Führungszeugnis n;iyi hoş (ama) schön und gut (aber);iyi iş doğrusu! eine schöne Bescherung!;iyi kalpli gutherzig; treuherzig;iyi ki schön, dass …; nur gut, dass …;iyi kötü adv, adj recht und schlecht;iyi niyet Arglosigkeit f;iyi olmak in Ordnung sein; sich erholen; unp es geht (mir) besser; … için iyi söylemek Gutes über jemanden sagen;iyiden iyiye adv gehörig, entsetzlich; immer mehr (dahinsiechen usw); adj endgültig;iyiye gelmek sich bessern;iyisi, iyisi mi am besten …; das Beste ist, …;iyiyim es geht mir gut; ich fühle mich gut;iyi değilmişsiniz es soll Ihnen (gesundheitlich) nicht gut gehen (sagt man) -
2 gelmek
gelmek <- ir> (-den -e) kommen a fig (von D, aus D zu D, nach D, in A); ÖKON Briefe einlaufen; Waren eingehen; 50 kg usw wiegen; Karte spielen;çok gelmek überflüssig sein;(-de) birinci gelmek erste(r) werden (in D); (-e) zur Hauptsache kommen, übergehen; etwas (A) aushalten können;-in omuzuna gelmek jemandem bis an die Schulter reichen;-e iyi gelmek jemandem gut tun, bekommen, gut sein (für A);sıkıntıya gelmez … er hat kein Durchhaltevermögen;şakaya gelmemek keinen Spaß verstehen;… kaça geliyor was kommt (= kostet) …?;bana pahalıya geliyor es kommt mich teuer zu stehen;tamam gelmek Schuhe z.B. gut passen;… yaşına gelmek das Alter von … Jahren erreichen;yolun sağına geliyor … befindet sich rechts vom Weg;o yerlere hiç gelmemiştim dort war ich noch nie gewesen;gelmez man darf nicht …, z.B. bu çamaşır kaynatılmaya gelmez diese Wäsche darf nicht gekocht werden;dediğime geldiniz mi? finden ( oder fanden) Sie es richtig, was ich sagte?;bana öyle geldi ki … mir schien es so;öyle geliyor ki … es scheint, dass …;… bana fazla şekerli geldi … kam mir zu süß vor;arabayla gelmek mit dem Auto usw kommen; gefahren kommen;- (me)mezlikten gelmek so tun, als ob … (+ Konjunktiv II);bilmemezlikten gelmek den Tauben, den Unwissenden spielen;-i gelip almak jemanden abholen;gelip çatmak hereinbrechen;(-e) gelip gitmek jemanden besuchen; Touren ( oder Fahrten) machen; (-den) vorbeifahren;-eceği (oder -esi) gelmek, z.B. ağlayacağım geldi ich hätte am liebsten losgeweint;Verbstamm+e+ gelmek, z.B. söyleyegeldiğimiz şarkılar Lieder, die wir schon lange singen;fam futbolcuya gel! siehe mal einer den Fußballer an!;gel(in), gelsin also, nun; los …; soll (er) doch …;gelin, bu akşam sinemaya gidelim los ( oder also), gehen wir heute abend ins Kino!;gel de, gelsin de wenn möglich, wenn du kannst usw;gel zaman git zaman nach geraumer Zeit; im Laufe der Zeit -
3 beğenmek
vtonun nesini beğenmedin? was hast du daran auszusetzen?2) ( seçmek) sich aussuchen3) ( tasvip etmek) billigen, gutheißen -
4 geçinmek
vi1) auskommen, sich vertragenbiz iyi geçiniyoruz wir kommen miteinander gut aus, wir vertragen uns gutonunla geçinilemez mit ihm kann man nicht auskommen2) ( parayla) auskommen\geçinmek için para kazanmak Geld verdienen, um auszukommen, seinen Lebensunterhalt verdienengeçinip gitmek ( fam) über die Runden kommenkıt kanaat \geçinmek sein Leben fristenbir şeyle kıt kanaat \geçinmek mit etw knapp auskommen
См. также в других словарях:
iyi gitmek — 1) bir iş yolunda olmak 2) yakışmak Bu elbise size iyi gidiyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gitmek — e, der 1) Bir yere doğru yönelmek 2) den Bir yerden veya bir işten ayrılmak 3) Çıkmak, ulaşmak Bu yol nereye gider? 4) Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak Her gün çalışmaya gidiyor. 5) nsz Sürmek, devam etmek Ama böyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikine gitmek — kimsenin sözünü dinlemeyerek kendi bildiğini yapmak Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
talihi yaver gitmek — talihi iyi olmak, işi yolunda gitmek Her devirde talihi yaver gitmiş birisiydi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözaydına gitmek — birine kavuştuğu sevindirici bir durum dolayısıyla kutlamaya, iyi dilekte bulunmaya gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçinip gitmek — çok iyi değilse de şöyle böyle geçinmek Sözün tam anlamıyla bu sayede geçinip gidiyordu. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tersine gitmek — 1) (bir iş veya durum) istenildiği gibi gerçekleşmemek, iyi sonuç vermemek 2) (bir iş veya durum) bir işten veya bir durumdan hoşlanmamak Kızların keman çalması benim o zamanlar bir tersime giderdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
işi rast gitmek — şans yardımıyla işi iyi, istediği gibi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasının dikine gitmek — kendi düşünce ve görüşünün en iyi olduğuna inanarak kimsenin öğüdünü, uyarısını dinlememek Evvel zaman içinde, kafasının dikine giden bir kuş varmış, kışın güneye göç etmemeye ant içmiş. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakışmak — nsz 1) Güzel durmak, iyi gitmek, yaraşmak, uygun gelmek Önden yandan nasıl durduğunu, yakışıp yakışmadığını gözden geçirecek. M. Ş. Esendal 2) e Uygun olmak, iyi karşılanmak, münasip olmak Öyle şey küçüklerin ağzına yakışmaz. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük